Kayıtlar

Öne Çıkan Yayın

2024

 Hepimiz iyi ve kötü tecrübeler edindiğimiz bir yıla veda edeceğiz ve hepimizin istekleri, umutları, hissettikleri ve anladıkları, anlayamadıkları, güzel, kötü hatıraları, hikayeleri ve günleri oldu. Her insan bir başlangıcın hikayesi aslında ve her başlangıç vaktinin anıları ile geçiyor. Saatler eskiyor, günler eskiyor, hepimiz tecrübeler ediniyor ve yaşlanıyoruz. Yaşlanmayı hep tecrübelerle sabit tutan biriyim ki bu bana insanlara saygı duymayı öğreten en önemli şey olmuştur. Her yıl insanın bir mevsimidir, her yıl insanlar umutlar içinde hikayelerini sürdürmek isterler... Bu yıl da hepimizin yaşadığı eksik, fazla ya da beklenmedik olayları ve yaşantıları oldu, hepimiz bir yapbozun parçalarıyız ve paydaşlarıyız. Aynı oksijenin içerisinde farklı bir sürü hayat ve hikayeler. Çok büyütür insan bazen yaşadığı şeyleri, çok anlamlar yükler ama en basitinden hepimizin bir paydaş olduğunu anlamamız ve hayatın içinde bir parça olduğumuzu kabul etmemiz gereklidir. Hikayelerimizin hep birleşece

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXVI - Bugün Gel

 Öyle bir gel ki bugün, öyle bir gel ki rüzgar söylesin şehirlere en derin anları. Seyredeyim ışıltısını gökyüzünde gölgelerin ve çağırayım sesini en güzel sessizliklerle... öyle bir gel ki dans etsin gökyüzü ve yıldızlar, yalın ayak seslerini duyayım ezgilerin ve söyleyeyim topraklara, taşlara, yağmurlara, karlara, yarınımda olan tüm yalnızlıklarıma söyleyeyim sesimi. Hikayem geçsin önümden son sözlerim gibi, söz verişlerimin en anlamlısı, en büyülüsü toprağımın,  gözlerimin söylediği öyle bir yankıdır işte. Yıllar içinde büyür insan, yıllar bizleri de büyüttü bir ağaç gibi, can verdi öncesinde ve plaklar gibi eskiydi hikayesi bu sözlerin. Eski ve sonsuz... Sorarlar bana en sevdiğin renk nedir diye? Bilmez kimse en sevdiğim rengi gözlerimin gözlerine değdiği maviydi ya da yeşil. Rengarenkti tınısı sözlerimin ve rengarenk olacaktı hep, hep bal rengi görürdüm cümlelerimi, gözlerinin rengiydi gökyüzü benim için, saat vurumu sessizliğinin... saatlerin hikayelerinin bir damlası sözcüklerim

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXV- Tek Değişmeyenim

Tüm şarkıların tek anlamı vardır duyduğunda ve uğruna ölebileceğin kadar derin bir düşünce vardır. Teker Teker her saat yanılgısında bir düşüncenin yüz bulması toprağında... her şiirin Tek kahramanı ve her şarkının ruhudur o güç, eş ruh gibi. Mısralar döktü gözbebeklerim kelime kelime, hece hece mısralar döktü. Aşk; adına mısralar dökülen, şiirler, şarkılar yazılan bir yol, o yolda yalnızlığın şehrinde bir kahramanıyız hikayelerde. Sebep sonuç ilişkileri gibi sözler yazılı kaldığında hep bir sonuca umuttur. Sözlerini unutmuş birini hikaye edinmez zaman, sözler çok değerlidir unutulmazlar... hiç bir söz unutulamaz o derinlikte ve saatlerin çırpınışı yazılmadı hiç o denli mısralarda. "Bu biçim" şarkısında anlatır Cem KARACA bu sevginin söylediklerini. Sonuçlar bir şehre götürebilir insanı ya da şehirde kaybedebilir seni sessizlik, dünyada bir sürü düşüncenin yazılış hikayesi gibi; şehirde yaşayan tüm insanların bir yazgısı vardır ve şehir üstünde yaşayanları o yazgı ile bütünle

Eksiklerimle Hayat

 Hayatta hep artımız olamaz ve hiç birimizin eksik noktalarının olmadığı söylenemez. Tamamlamaya çalıştığım çok şey oldu bu hayatta ve tamamlamak istediğim, bir yığın konu var uçsuz bucaksız... bir deniz gibi bazen dalga dalga kendimizle tanışıyoruz, eksiklerimizle tanışıyoruz, fazlalıklarımız ile tanışıyoruz. Çok uzun bir deneyim hayat ve bu deneyimi en iyi şekilde değerlendirmeye adayız. Herkes bir oyuncu ve hayat bir tiyatro sahnesidir bunu kötü anlamda söylemiyorum ama hepimizin rolleri vardır, hayat üzerinde, oynamamız gereken roller vardır ya da bize biçilen rolleri oynamaya aday oluruz zaman zaman. Uzun bir süredir yazmıyorum internet sayfamda ve uzun bir süredir sizler ile bir şeyler paylaşmıyorum. Bu durum 3. kitabımın yazılması için biraz fikir toplayıp yola devam etmem adına oluştu, biraz dinlenmeye ihtiyacım olduğunu düşündüm. Her gün bir yazı çıkarmak bana fazlasıyla keyif verse bile biraz kafamdaki diğer planlarım için uğraşmam ve toparlanmam gerektiğini düşündüm. Yeniden

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXIV- İsimsiz

 İsimsiz umutların sahibiyim, vücut bulmamış korkularım var. Hep süper kahraman olmaya çalışıyor ruhum, hangi yöne dönsem yara alıyorum bazen sahte bir gülümseyişle bakıyorum sabaha, sahte bir fısıltıya inanıyorum, kendimi kandırıyorum çoğu zaman... Seslenişlerin tümü aşkın yürek bulan halinden, biraz bencilce olacak biliyorum ama biraz kaybetmeye alışmış bir zamanın askeriyim. Bunu hiç kimse anlamadı, anlayamaz da... sadece gülümseyebilirim bir insana iyiyim demek için, sahte şeyler taşıyorum galiba, yerini bilmediğim umutlarım var, yerini bilmediğim onca düşüncem gibi. Bugünlük bu kadar, aşk'a bir not daha bıraktım. Seslenmek istediğim gibi sessizliğimle. Erol SÖĞÜT Daha önce aşk hakkında yazdığım yazılar: Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXIII - İki Kelime Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXII - Bazen Sadece Yazarsın Yıldızlara Bakarken 'Seni Sordum Yıldızlara' Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXI - Umut Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XX - Sen Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XIX - Konuşmaya İhtiyacım V

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXIII - İki Kelime

 Aşk bir ömrün hikayesi olduğunda anlamlıdır ve hayat bulduğu her hecenin bir geçmişi vardır, uzun zaman oldu sessizliğimle sohbet etmeyeli, hayalleri ile sessizliğimin ellerinden tuTTuğum zamanları düşledi yüreği sözlerimin. Özlemek gibidir hikayesi sevgilerin, özlemek gibidir her nefes aldığında içindeki sevgin, hani bir masal olur biriktirdiklerinden... şarkılar büyüTTüm, şiirler biriktirdi sessizlik.  Çocukluğumu sevmenin yürek hecesi, yürekler gerçekten sevdiklerinde hiç unutmazlar, hiç söylemeden bekler hikayesini sevenler, o dilden şiirler eksik olmaz... sözler tutukludur. İçime biraz hüzün çektim, biraz gözlerimi yumdum sessizlik hissederek. Bir şeyler vardı ellerimde beni umut ettiren. Biliyordum sanki, bir ömür geçse bile alışıyordum. Gülüşünü özler hikayeler, sözcükler suskunluğun eşsiz mavisindedir, Erol SÖĞÜT Daha önce aşk hakkında yazdığım yazılar: Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXII - Bazen Sadece Yazarsın Yıldızlara Bakarken 'Seni Sordum Yıldızlara' Aşk Bir Ömrün Hik

273. Yazımız - Yeni Bir Serüvene Çıkma Kararı - 3. Kitap

 273 ayrı konu, 273 ayrı başlık, bir gelişim hikayesini sizlerle buluşturdum, 273 gün hakkında kısa olarak söyleyebileceğim belli konular üzerinde durmadan değişik aktiviteler ile yazılarımı sizlere sunma isteği içerisindeydim, bunu başarabildim mi veya ne kadar kalıcı yazılarım oldu bilemiyorum, yapmaya çalıştığım hareket biraz olsun sizi kişisel düşüncelerinizden uzaklaştırıp farklı düşünce yapıları ve bilimsel boyutlar ile bilgi kazanımlarına ortak etmeye çalışmaktı. Bu süreç içerisinde kendimde bir boyut kazandım ve artık daha çok konu odaklı düşünmeye başladım. Uzun süre ara verdikten sonra dün üçüncü kitabımı yazmaya başlama kararı aldığımı söyleyebilirim. Hayat çok kısa ve anlatılacak hikayelerimizin varlığına inancımla her günümü değerlendirmeye çalışıyorum. Yeni kitabımdan bahsedecek olursam biraz olsun filme çevrilebilecek bir hikaye geliyor, kafamda var olan bu, küçük bir senaryo var kafamda ve bunun boyut kazanması için biraz düşünmeye başladım, Şuan boyutlarını biçimlendir

Coğrafya ve İnsanlar

 Hepimiz bir şehre mi aitiz ya da bulunduğumuz yere mi aitiz? İbni Haldun'un deyimiyle "Coğrafya insanın kaderidir" olgusu doğru mudur? Bazen öyle ancak şöyle bir şey daha var ki insan gelişim gösterdiği konular üzerinde yeni bir alan oluşturabilir. Hayallerimize ulaşacağımız gün insanlık için ve bizim için son derece önemli aşamalara gelebiliriz. Yenilik dünya üzerinde yeni şeyleri meydana getirecek ve "iyilik" olgusu kökleşecektir. Dünyada olmak istediğimiz alana ait olmayı başardığımız gün bizler için milat başlayacaktır, her gün gelişim süreçlerimizi ilerletmeliyiz ve her gün yeni bir deneyimle tanışmalıyız. Araştırma ve geliştirme kalıbı içerisinde varlık gösterdiğimiz her gün yeni bir şeyler ortaya koyacağımızdan emin olabiliriz. İnsanlık adına büyük bir serüven dünya yaşantısı ve öğrenme adına yaşıyoruz, yaşayacağız. İnsan dünyanın üzerinde bir şeyler oluşturuyor ve oluşturacaktır ancak bu serüven insanın düşünüşüyle alakalı olarak devam etmektedir, Düşün

Aforizmalar

 Özlü ve küçük düşünceler, özdeyişler olarak tanımlayabileceğimiz cümlelerdir. Özdeyişler ve küçük sözcüklerin yan yana gelmesi ile bu kadar büyük anlamların oluşması ne kadar ilginç değil mi? Düşünce gücümüzün desteklenmesi ve gelişimi açısından ne kadar önemli bir yere sahip. Bu sözcük dilimize Fransızcadan girmiş. Kısa cümlelerin bu kadar çok şey anlatıyor olması bizler açısından ne kadar güzel bir olgu, düşünceyi pekiştirmek adına bir cümleye bir çok bakış açısı ile bakılabilir. Sözcükler, cümleler, sözler insanların iletişim kurmalarını sağlayan bütüncüllerdir, bunların düşünce ile birleşiminden bir bütünlük çıkarabiliyorsak düşüncelerimizin eşsiz ve hikayeler barındırdığını söyleyebiliriz. Kişiler bugüne dek kendilerini çok çeşitli türde anlatmaya çalışmış ve anlatmışlardır ancak bir kelimenin bir sınır taşımadığı ve düşüncemize güç ve anlam kattığı noktaların olması çok önemlidir. Kısa cümleler ile hayatımızın en uzun cümlesini sürdürebiliriz, kısa cümleler ile hayatımızda uzun

Rengarenk Bir Dünya Yaratmak

 Gözlerimiz sayesinde gördüğümüz dünyanın her hecesine şükrederek bakmak durumundayız, güzel bir doğa var, insan için güzel bir dünya var. Rengarenk bir doğamız var, kuşların cıvıltıları var, hepsini yok edende insan, yaşatacak olanda insan... bir büyünün içindeyiz, bedenlerimiz gelip geçici ve bir gün hepimiz gideceğiz bu dünya üzerinden. Kalıcı olacak şeyler sadece geride bıraktıklarımız olacak. Geride ne bıraktığımız önemlidir ve ne yaşadığımız, çiçeklere bakarken içinden sevgi sözleri dökülebiliyorsa yaşıyorsun demektir ya da bir ağaca bakarken yılları görebiliyorsan yaşıyorsun demektir. Bugün ve yarının tesellisinde geçici bir noktayız sadece insanlar olarak ve yaşama ne kadar tutunabilirsek o derece yaşayacağız, hepimiz bir gücün varlığını kabul ediyor ve o gücün etrafında kenetleniyoruz, içimizde bir güç var, yaşamak bir gücün hayatta kalmasıdır ve hepimizin etrafındaki binlerce küçük enstantane, fotoğraflar bütünüyüz insanlar olarak, hepimiz birer fotoğrafız. Kimimiz siyah ve b

En Kısa Cümlem ile Karşınızdayım

 Bir el uzat hayata, bir ses ver, bir kere düşün ve sorgula, her günün anlamaya değer. Erol SÖĞÜT

İnsan ve Yeni Düşünsel Tutumlar

 Bugün bir içsel yolculuğa çıkalım ve sizler ile hayatımızda neler yapmaya çalıştık ve çalışıyoruz onu inceleyelim, çeşitli zamanlarda kendim için bunu sorgular ve amaçlarıma ulaşıyor muyum diye çeşitli stratejik hamleler düzenlerim. Kendim için koyduğum hedeflerim var ve bunları yerine getirmeye çalışıyorum, biraz olsun sayılı zamanlar geçiriyorum ve sayılı projeler çiziyorum. Stratejilerimi iyi belirlemeye çalışıyorum. Sezgisel olarak kendimize bir hedef koymak bizleri dünya üzerinde yeniliklerle tanıştıracaktır. Çoğu zaman kendimize belirli hedefler koymalı ve bunlara ulaşmak için var gücümüzle çalışmalıyız. Biraz olsun güçlü ve biraz olsun yenilikçi hedefler belirlemeye yönelmeliyiz. Bizler için en güzeli araştırmak ve yapmak istediklerimizi tanımlamaktır, tanımlamalarda bulunurken kendi dünyamızda en çok neyi değiştirmek istediğimize bakabiliriz. Bir şeyler yönetirken kendi algılarımızdan ziyade dış dünyanın algılarını da gözden geçirmeye ihtiyacımız bulunmaktadır. Yenilikçi yapım

Düşüncelere Yön Verebilmek

 Düşüncelere yön vermek biraz zor bir iştir ve hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Düşüncelerimizin oldum olası bir kilitlendiği nokta vardır ve herkes için bu unsur aynıdır. Her düşünüşün bir felsefesi ve bir doğuşu bulunmaktadır, hayat içerisinde herkesi düşünüşleri ile değerlendiririz, farklı şeyler düşündüğümüz zamanlar olabilir ve farklı hayatların içerisinde yaşadığımız söylenebilir. Psikolojik olarak ait olmak istediği yeri ister her insan ve düşüncelerini başlatabileceği oturumlar yapılandırmak ister, bu insanın yapı olarak en güzel ve en iyiyi istemesi ile açıklanabilse bile farklı düşünüşlerinde var olduğu gözlemlenebilir hayatta. İnsan hayatı boyunca her yapıya ve her doktrine koşulsuz şekilde ilgi duyabilir. İnsanı insan yapan en önemli şey duyduğu merak ve hayal ettiği noktalar kümesidir. Şekilsel olarak bir yapıya hayranlık duyabilir insan ya da bir varlığa hayran olabilir, eskilerden öğrenecek çok şeyimiz olduğu her zaman doğrudur ancak kendi görüş ve yaşayışlarımı

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXII - Bazen Sadece Yazarsın

 Cümleler vardır, söz verilmiş bir yaşamak... sözler kısalsa bile, cümleler konuşur bazen, gerçeklik değişmez. Yüreğinle seversen hiç unutmazsın, hani bir kanat çırpar insan sessizliğe, rüzgar gibi geçer seneler, sözler verilmiştir bir kere ve her hayat yeniden devam eder soluksuzca, rüzgar çok şey anlatır, mesela ilk benliğinin adını koyduğunda öyle içten seslenirsin işte, senindir ve yüreğinle yaşayacaktır. Sorgusuz sözcüklere doyduğun zamanlardan kalmasındır hayatta. Şehir değişimin her hecesini yazar gökyüzüne, hiçbir şey değişmeyeceğini bile bile kabul etmektir bazen sessizlik, saatler durur ve akrep yelkovanla dans eder hayat boyunca, tıpkı mevsimler gibi, gelip geçer işte yaşam ile cümleler arasında. Şiirsel bir gölgedir yaşam, uçsuz ve bucaksız, hayatta yok olup gitsen bile geride bıraktıkların vardır, hikaye hikaye yaşamlar... Son cümle midir yazılanlar ya da her kelimemiz bir son cümle midir? Sorgusuz ve sualsiz sevinçleri olur insanın ve iç yürüyüşleri, bilmediğin çok kelime

Saatler, Dakikalar, Saniyeler

 Bir hayatın içerisindeyiz, zaman hızla ilerliyor. Zamanı geriye almak ister miydiniz? Bazı zamanlarda evet, öyle çok zamanı geriye sarmak istediğimiz nokta var ki ve bunu keşke yapmasaydım dediğimiz hareketler, zaman bir varoluş hikayesidir ve eşsiz bir şekilde devam ediyor. Yaşantılarımızın ve yaşadıklarımızın tarifi yok, kimse kimsenin neler yaşadığını bilemiyor. Zaman akıyor, yaş alıyoruz, hepimizin bir hikayesi var içinde büyüdüğü ve olgunlaştığı... Zaman hikayelerimizi büyüten en önemli faktör ve her birimizin ayrı birer hikayesini içinde barındıran bir eşsiz kurgusal parça. Git gide eskide bıraktığımız şeylere daha farklı bakış açıları ile bakıyoruz, öğreniyoruz... öğrenmeyi seçmiş kişiler olarak büyütemediğimiz neler kaldı şu hayatta? Varlığımız bir geleceğin habercisi mi ya da bizler sadece bulunduğumuz saniyeyi mi yaşıyoruz? Hayatta bulunduğum saniyeyi yaşayamayan bir insanım. Hep bir sonraki adımları düşünür hale geldim, bu bana öğrenmeyi öğreten en önemli şey sanırım. "

Windows Sistemi ve Teknolojik Gelişim

 Windows 11'in çıkacağı ve yeni bir tasarımla tüketicilere sunulacağı söyleniyor, geçen gün Twitter da konu başlığı olan bu yeni sistem bizlere cihazlarımızda android uygulamalarını kullanmamızı sağlayan bir etki ile geri dönecek. Gelişimin her noktasını destekleyen birisi olarak bu atılımların Microsoft firmasının geleceğine yön vereceğini düşünüyorum. Her gün yeni bir başlangıcın peşinde koşan insanlar için bu normal bir şey olsa bile yenilik yadırganamaz bir halde gelişiyor. Her geçen gün Windows serilerinin ne kadar geliştiğini ve kullanım için ne kadar kolaylaştırıldığını hatırlar nitelikteyim, eskiden Windows 95 yıllarını hatırlar biri olarak çok güzel bir gelişimin yön bulduğunu söyleyebilirim. Windows 95 ekranını hatırladığımda çok eski bir zamanıma denk geliyor ve keyif verici bir deneyime başlamanın ilk eseri idi benim için. Windows'un ilk 32 bit'lik işletim sistemi 95 ile hayatımıza girmiş. Şimdi ise farklı bir boyuttayız, teknolojinin bu hızlı gelişimi içerisind

Kendine İyi Davran

 Bilirsiniz hani bazen eksik hisseder insan ya da paramparça olduğunu kurgular. Geniş yelpazede bir bakıma hüzündür bu insan ve varlığı açısından, gidilebilecek her yol tükenmiştir ve öyle derin hisseder ki insan bu anlarını, bir anlatım bulamayabilir. Sözcüklerin etkili silaha dönüştüğü zamanlar ve etkili bir cevaba kendini kendin için sorgulayabildiğin zamanlarda kavuşursun. Kimliklerimizin arka kısmı kadar incelenmemiş ve hafızamızda kayıp olan unsurlarla boğuşup dururken, sessizliğe bir perde indiğinde mesela... öyle derin hissedersin işte. Öyle bir yapıya bürünürsün. Korkma, anlatacaklarım sana bir yol arkadaşı olabilecek türden, şimdi diyorsun ki içinden içinden "Kimse çözemez ve bilemez neler yaşadığımı" aslında doğru, bilmiyorum neler yaşadığını ama sende benim neler yaşadığımı bilmiyorsun, bazen iki insan birbirini tanımadan birbirine bir şeyler fısıldar ve o düğüm öyle olur ki en sıkı dostluklara kadar gidebilir, "ne kadar kitap okudun, kaç yaşındasın veya ne y

Azcık Kendimle Alakalı

 Önyargılarımızdan kurtulmamız lazım, bizleri önyargılarımız biraz olsun sıkıntıya sokuyor, endişe ediyoruz, endişelerimizi her anlamda hayatımıza yansıtıyoruz, endişe etmek çok insani bir unsur ancak fazlasıyla endişe ettiğimizde bu bizleri rahatsız edici sonuçlar doğurabiliyor. Kimliklerimizi yenilememiz ve görüş açılarımızı değiştirmeliyiz. Hayata ilişkin çok sayıda yanılsamamız var, insanız ve her geçen gün daha fazla yanılıyoruz. Sanırım biraz olsun hissettiklerini yazan bir tutuma doğru gidiyorum bugünler içerisinde, hayatımdaki her şeye çok şükür, binlerce ve milyonlarca kere şükürler olsun. Zaman bir değişken ve unutmayalım ki her şey değişim içerisinde yenileniyor. Sorgular içinde yaşadığım ve kimi zaman sorgulardan başımı kaldırmadığım doğrudur ancak bugün sizlere yollar bulabileceğimizi söyleyeceğim. Her geçen gün eskiyoruz, kendim eskidiğimi kabul edebilirim, biraz olsun eskimeye devam ediyorum. Yaşlandım, hayat sorunları, kafamdaki düşünceler, düşünüşler ve yollar... beni

İş Süreçleri & İş Yaşamı XLII - Stratejistler ve Gelecek Döngüler

 Stratejiler gelişim noktasında bir işletme için olmazsa olmazdır ve yenilenen çağda stratejilerle yol yürümek kesin sonuçlar elde etmenize neden olacaktır. Yenilenen bir dünya içindeyiz, gelişen teknolojilerin yanı sıra artık aklımızın da bu noktalara ayak uydurması lazımdır ve gereklidir. Güncel olarak bir strateji belirlememiz ve bu durumda hayata geçireceklerimizi belirlememiz çok önemlidir. Gelişim her ölçüde insanı tanımlayan en önemli parçadır ve gelişmiş organizasyonlar için gelişmiş stratejiler belirlenmelidir. Biraz olsun kendi kendimize stratejiler düşünür ve bunları geliştirir hale getirebilirsek bizlerinde çabaları sonuçsuz kalmayacaktır. Kurumlar açısından vizyon ve misyon çok önemli bir çerçevedir ve bu önemli çerçeve biraz olsun stratejiler eşliğinde tanımlanır. Gözlerimizin görmek istediği her şeyi hayata döndürmek bizlerin ellerindedir. Gelecek 10 yılın planlaması içerisinde hareket etmek durumundayız, şirketler/kurumlar/kuruluşlar bu vizyonu background edinmelidir. İ

Bir Kısa Yazı

 Hayatı küçük adımlarla yaşamayı seviyoruz biraz insanlar olarak, küçük adımlar atıyoruz, küçük beklentilerimiz var bazı zamanlarda. İnsan yaşadıklarından dolayı mı bu yapıya bürünüyor yoksa hakikaten küçük şeylerden mutlu olabilen insanlar mıyız bir soru işareti. Küçük şeylerden mutlu olabilen insanlar tablosuyuz bazen, küçük şeylerle mutlu olabiliyoruz. Hepimizin hayatta beklentileri var ve beklentilerini hayata yansıtan bir tutum içinde yaşamak istiyor insan, bir insan figürü bile çizerken kafamızdaki insan figürünü yansıtıyoruz kağıtlara, bazen kafamızdaki ile çizdiğimiz resim arasında gidip geliyoruz, çok beklemediğimiz bir kağıt parçası olabiliyor bazen zamanımız. Her gün yenileniyoruz, her gün koşar adımlarla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, her gün vazgeçiyoruz... insanlar, insan figürleri, insan hikayeleri, insan yaşayışları, farklı zamanların farklı dünyalara açıldığı bir yelpazedir yaşam. Şüphe yok hiçbirimiz mutlu olmanın peşinde koşmazdık hayatta ümit denilen şey olmasa, kı

Merdivenler

 Ahmet Haşim şiirinde "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden" derken hayatın zorlu yollarını kast eder ve devamında şiir örgüsünü o kadar güzel oturttur ki sanki bu şiiri içine alan bir hayatı bizlere betimler. Betimlemeler yaparız çoğu zaman betimlemeler ile var olur insan, öyle bir hayattır ki betimlemelerle örgü örgüdür yaşamak. Biraz olsun sanat dallarına değinirim yazılarımda ve kendi kendime bir çok şey hakkında yazmışlığım vardır. Günlük yazılarım bu paradoksun belirtileridir. Biraz olsun halktan koparılmış öykülerin yanı sıra biraz da düşünce yazıları yazdığımı fark ediyorum, aslında insanın düşünüşünü yankılamak ve yankılarla hayatın içinde olmaktan yanayım. Şekil itibari ile hepimiz hayatın içerisinde bir parçayız ve kişisel anlamda duygu ve düşüncelerimiz var. İnsanlık bu şiir kadar güzel bir şekilde anlatılamazdı. Ağır ağır bir şeylerin oluşumları, yeni yaşanılan süreçler, yeni süreçlere alışımlar ve hayatın basamaklara benzetimi... Kusursuz bir şekilde hayatı an