Öne Çıkan Yayın

2024

 Hepimiz iyi ve kötü tecrübeler edindiğimiz bir yıla veda edeceğiz ve hepimizin istekleri, umutları, hissettikleri ve anladıkları, anlayamadıkları, güzel, kötü hatıraları, hikayeleri ve günleri oldu. Her insan bir başlangıcın hikayesi aslında ve her başlangıç vaktinin anıları ile geçiyor. Saatler eskiyor, günler eskiyor, hepimiz tecrübeler ediniyor ve yaşlanıyoruz. Yaşlanmayı hep tecrübelerle sabit tutan biriyim ki bu bana insanlara saygı duymayı öğreten en önemli şey olmuştur. Her yıl insanın bir mevsimidir, her yıl insanlar umutlar içinde hikayelerini sürdürmek isterler... Bu yıl da hepimizin yaşadığı eksik, fazla ya da beklenmedik olayları ve yaşantıları oldu, hepimiz bir yapbozun parçalarıyız ve paydaşlarıyız. Aynı oksijenin içerisinde farklı bir sürü hayat ve hikayeler. Çok büyütür insan bazen yaşadığı şeyleri, çok anlamlar yükler ama en basitinden hepimizin bir paydaş olduğunu anlamamız ve hayatın içinde bir parça olduğumuzu kabul etmemiz gereklidir. Hikayelerimizin hep birleşece

Heykel

Araştırma fırsatı buldum ve tarihi mimariler derken bugün sizlere bir heykelden bahsetmek istedim. Şuan seçimlerin sürdüğü ABD'nin New York şehrindeki heykel. Biraz araştırdığımda heykelin Osmanlı İmparatorluğu'na kadar dayandığını keşfettim.

Hakikaten neden özgürlük heykeli? 93 metrelik bir sanat, bir elinde meşale var bu heykelin bir elinde hitabe tutar. Hitabe ve ateş? Konuya şöyle bir bakış açısı açayım, kendimce düşündüğümde elindeki ateşin biraz olsun gücü diğer elindeki hitabenin düşünmekten çıktığını varsayım olarak aldım.

Heykele baktığımda bunu görmemin nedeni belki de o gücün elinde tuttuğu düşünce metninin olabileceğini düşündüm. Güç ve düşünce bir anda gözüme paralel bir evren çizdi ve bilgiye uzanan her elin aslında özgürlüğe uzandığını düşündüm. Bilgi bizi özgür kılacak şeydi belki de, bilmek ve araştırmak bu heykelin felsefesini bu şekilde tanımlama gayesi içine girdim. Heykelin içerisinden tepesine uzanan bir merdivenin olduğunu öğrendim. "Meşaleye kadar uzanan bir merdiven niye yapılmıştır?" sorusunu kendi içimde sormaya başladım ve 95 metrelik bu devasa yapının meşaleye kadar çıkan merdivenlerini çıktığınızda aşağı baktığınızı düşündüğünüz de bunun nedenini anlayabileceğimizi duyumsadım. Düşünün; 95 Metre, şehir görünüyor ve özgürlük heykeline tırmanmışsınız. Uçsuz bucaksız bir alan, gökyüzü, deniz, insanlar... müthiş bir şey dediğinizi duyar gibiyim... Özgürlük heykelinin merdiven sayısına baktığımda 168 basamak olduğunu gördüm. Elbette, özgürlüğe uzanmak öyle kolay olmamalı değil mi?

Bilgi ve özgürlük, özgür kalmak, özgür olmak hiç ama hiç bir şeye benzemez. Bilginin ışığında bir özgürlük ışığı yakmak için bizlerde yürek yettiğince bilgi edinelim, bilmek özgürlüğün anahtarıdır.

Erol SÖĞÜT

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

100. Yılımız Gururla, Sevgiyle ve İlelebet

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXVII / 2 - İyi ki Doğdun

3 Aralık Dünya Engelliler Günü