Kayıtlar

heykel etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Öne Çıkan Yayın

28 Ekim 2024

Resim
Bir Cumhuriyet bayramı daha ve hepimizin onur ve şerefle taşıması gereken bir görevi ve birikimleri var, bugün çok özel bir gündür, bugün Cumhuriyet'imizin yapı taşlarının oluşturduğu bir geçmişin onurunda bir şerefli günümüzdür. Kadınlarımız, erkeklerimiz, yaşlılarımız, gençlerimiz, kısacası yüreği Türkiye için atan yüreklerimizin günüdür. Hep bugüne kadar yazılar yazmış, oluşumlar ortaya koymuş ve koyacak bir genç olarak günümü ve geleceğimi Türkiye yolunda geçirdim ve geçirmeye devam edeceğim. Bana verilen görev çerçevesinde hep onurlu ve gururlu işlere imza atmak ve yarını/geleceği tasarlamak üzerine çalıştım, bu zamandan sonrada bu şekilde olacaktır ve bana Mustafa Kemal ATATÜRK'ün verdiği görevle çalışacağım, bilinmelidir ki her günümüzde Cumhuriyet'i yaşayan aydın insanlarız, yollarımız bizlerin hikayesidir ve o hikayemize her geçen gün daha sıkı sarılmalıyız. Unutulmamalıdır ki her geçen gün bizim verdiğimiz emekler çerçevesinde yarınlarımız daha aydınlık ve daha gü

Yapay Zekalı İşler

 Bugün sizlere teknolojinin evresini oluşturan yapay zeka simülasyonlarının varlığını ve büyüyen teknolojiler üzerinde durmayı anlayış edinen bir bilinçten söz etmek istiyorum. Son derece akıllı ve bir o kadar gelişmeye açık bir önermeler bütününü hayata geçiriyorlar, en basit örnek verebilmek gerekirse Apple'ın yaptığı Siri isimli bir yapay zeka işlevi. Artık Siri gündelik sorularınıza verdiği yanıtlarla değil sizi yönlendirici ve sizi etkileyebilen bir zeka ile işlevini yerine getiriyor. Son derece hızlı bir şekilde sizi anlayıp, sizlere akıllı cevaplar verebilme modifikasyonunu edinmiş durumda. Bu yazılımla yönetilen bir teknolojiden çok yapay bir aklın işlevini bizlere ve geleceğe adapte etmek olarak algılanabilir. Makineler ile yaşayan yeni nesillerimiz olabilir ve güçlenerek bizden bağımsız hale gelebilirler. Sürekli günden güne yenilenen ve büyüyen teknolojik hamlelerin sürekli insanların işlevlerini edinmeleri teknolojinin insan hayatına ne kadar müdahale edebileceği ile de

Teknoloji Vadisi

Kuzey Kaliforniya'da San Francisco Körfez Bölgesi'nin güneyinde kalan bir bölgeyi anlatmak istiyorum sizlere. Sizlerin de bildiği gibi bu yer hepimizin hakkında az çok bilgi sahibi olduğu gençlerin ortak ilgi noktası Silikon Vadisi... Konumu ve bölgesi haricinde sizlere bugün bu oluşumun kilit noktasını anlatmak istiyorum. Biraz olsun beynimizi özgür bırakarak bu noktayı inceleyelim. Kilit noktası dememin sebebi şu ki bir yerin neyi meşhurdur, bir yerin neresini en çok gezersek o yer hakkında bilgi sahibi oluruz, vs. gibi sorularımızın ötesinde amacım sizlere bir paydayı anlatmak. Bu yerin bir özelliği ve meşhur olan bir tarafı yok, bu yeri anlamak için öncelikle bulunduğunuz zihin gelişimlerini güçlendirmek gereklidir. Stanford Üniversitesi ve bu yerin yapısı hakkında bilimsel bir bağ kurmak mümkündür. Oluşumunu incelediğimiz zaman anlayacağımız dahice bir fikirden meydana geldiğini söyleyebilirim. Bu yeri özel kılan tek şey fikre bağlı oluşumların değer bulduğu ve hayata geçi

Dünya Engelsizler Günü

 Merhabalar, ben Erol SÖĞÜT, Spinoserebeller Ataksi tanılı bir engelsizim. Aşk Denize Vurunca isimli şarkının söz ve müzik tasarlayanıyım. "Ağlar Yalnızlığım" adında bir şiir kitabım var ve yeni çıkacak bir kişisel gelişim kitabım olacak. Yayınevlerine kitabımı gönderdim ve onay vermeleri halinde bir yayınevinden kitabım çıkacaktır. İçimde bir şeyler başarmış olmanın mutluluğu ve gururu vardır ve hep adım atarken bir sonraki planımı yaparım. Planların üzerine kurulu bir yaşamım vardır, üçüncü kitabımın konusu bellidir mesela. 4. kitabıma konu arıyorum şu anda. Hayat plan yapmak için kısadır ama gün gelecek ve bunları birileri fark edip belki de beni ulaşmak istediğim noktalara ulaştıracaktır. Söze niye kendinden başladın derseniz şunu anlatabilirim, benim inandığım şey insanların başarabilecekleri ve düşünebilecekleri sürece hayatlarında engelli sayılamayacağı ki hiç bir insan engelli değildir. Bugün Dünya engelliler günü, bugün dünyayı bizim açımızdan görmeye ne dersin? Anla

Sağlık

Milyonlarca insan ve bilginin uzandığı küçük bilmeceler. Bizler için küçük ama insanlar için büyük işler başarmaya yemin etmiş binlerce yürek ve yılların birikimleri... bugün sizlere anlatmak istediğim konu hepimizin hayatına dokunan noktalar, onlar bizler için uğraşan sağlık personellerimiz. Gittikçe bilgiye ve bilginin getirilerine inanmaya başladığımız bugünlerde doktorlarımıza ve onların azimli çabalarına yönelik bir yazı hazırlamak istedim. Günlerimiz boyunca bir şekilde kenetlenmeye ve  hayatımızı aksatmadan geçirmeye çalışırken bizler için uğraşan, alın teri döken insanlarımıza bu küçük yazımı armağan etmek istedim. Eğitimlerimize başlıyoruz ve bir noktadan sonra konumuzda uzmanlaşıyor ve gelişim gösteriyoruz. Dünyadaki her konu üzerinde aynı çalışma prensipleri mevcut ve dünya üzerinde her insanın olduğu gibi tüm insanlarda görüldüğü gibi bir çok sorun ve problem ile boğuştuğumuz söylenebilir. Ama bunların hiç biri bir insanın hayatını kurtarmak kadar değerli sayılamaz. Yıllarc

Tek Başına

Dünyadaki herkes tek başına yürür merdivenleri, kimisi basamaklarını zor atlar, kimisi kolay ancak herkes tek başına bir kurgunun içindedir, yalnız bırakılmış olan aslında siz değilsinizdir çünkü yalnızlığı herkes tatmalıdır. Yalnızken iyi projeler aramak ve hedeflerinize tutunmak adına iyi ve verimli çalışmalar kararlaştırmak zorundasınızdır. Yeni işler, yeni oluşumlar, başlı başına bir yenilik akımı ve her geçen günümüzde yeni akım ve trendlerin ev sahipliğini üstleniriz. Yeni bir alışma evresi ve yeni bir başlangıç evresi oluşturmak durumunda kaldığımız zamanlar hepimizin toplumsal bir yapı taşı haline dönüşümünü bizlere getirecektir. Hepimiz insanlar ve insanlık için bir şeyler planlamak ve yeni adımlarımızı atmakta profesyonel olarak düşünmek zorundayız. Profesyonel bir takım elbise giyip çeşitli zamanlarda hayatın getiri ve götürülerini düşünmek ve hatta onla varlık hissetmek zorundayız. Dünyada anormal giden bir şeyler hep olacak ve hep bir sıfır önde başlamayacağız hayatta. Mer

Aşk

Tam olarak günlerden 27 Kasım 2020, bazen yazmaktan zevk alıyorum böyle şeyler. En güzel duygularımızın başında geliyor aşk ve aşık olduğumuz insana verdiğimiz değer. bugün konumuz "Aşk", konu bile başlı başına bir hikaye... Karmaşık bir şekilde hepimiz aşık olduk ve hepimizin bir çeşit cümleleri var bu konu için, fikirlerimizi ve duygu yoğunluklarımızı ölçmek gibi bir şansımız yok.  Uzun bir yaprak dönümünü yaşıyoruz büyürken ve çok şeylere şahitlik ediyoruz. Zamanımızın hepsinde sevgi üzerine bir yaşantının cümlelerini kuruyoruz, yaşantılarımız ve yaşadıklarımızın yanı sıra bizlere öğrendiğimiz davranışlarımız ve öykülerimiz eşlik ediyor. Ufak bir çocukken bile zamanın içinde kalplerimize öğrettiğimiz şeylerle büyüyoruz. Ne gariptir ki sözcüklerle yaşıyoruz bazen, verilen sözlerimiz ile hiç eskimeyecek biçimde... Günlerimiz gecelerimizi adıyoruz bazen, yıllarımız, aylarımız, her gözünü kapattığında bir şiir oluyor hayat hikayemiz. Üzgün oluyoruz bazen, ağlıyor insan, ağlama

Aşk Denize Vurunca

Resim
  Uğrunda yaşlanacağım çok düşünce var, çok iç sesim... sadece 27 dakika yaşlandım, 27 dakikada yazdığım yazılarda. Şiir yazan bir adamım, şiirleri hep çok sevdim, çünkü kısa cümleler ile bir sonsuzluğu anlatırlar. Müzik dinlerim hep, müzikler hayatımın her parçasında var. İlk müzik ve şiir olarak düşlediğim parçaydı "Aşk Denize Vurunca" elbette ki şarkımın bir felsefesi vardı. "Aşkı denize benzetirim ben, deniz dalgalanıp durulur, gece tüm karanlığa rağmen deniz aydınlıktır ve yıldızlar ile dolunay eşsiz bir şekilde aydınlatır denizleri, deniz her zaman aydınlıktır tıpkı aşk gibi, dipte kum taneleri vardır, onlar küçüktür ve onlar aşkın güzelliklerini anlatır, tutup çıkartman gereklidir güzellikleri, emek harcaman gerekir tıpkı bir kişi gibi, yetiştirmen gerekir onu. Kıyıda ben beklerim." sözleri bu felsefeyle yazılmış bir şiir ve hayalimde ki müzik. Üniversite yıllarımda "Kusursuz Hata" diye bir müzik grubu kurduk çok değerli arkadaşlarım ile, bu şarkıyı

Roller ve Hikayeler

 İnsan rol ve hikayelerine bağlı bir değişim durumlarında, her an kendimize biçtiğimiz roller ve bizlere biçilen roller değişiyor. Biçimsellik ile sembolize edilen karakter yapılarımız üzerlerimiz de bir sorumluluk ve hikaye oluştursa da bu sürecin bir parçası olabilmek size bir değer kazandıracaktır. İnsanlar zaman içerisinde kendi dünyaları ve çevresindeki kişilerin beklentileri çerçevesinde onun hakkında oluşacak düşünceleri kırmak istemeyecek bir sorumluluk zincirine sahip çıkarlar. İnsanlara yüklenen bu sorumluluk zinciri biraz insan doğası gereği olsa bile bir yandan da beklentiler ve istekler doğrultusunda gelişen genel bir çizgi oluşturmaktadır. İstekler ve isteme düşüncesi insan bedeninin oldum olası geliştirdiği bir dürtü. İsteklerimiz ve beklentilerimizi nelerin yarattığı konusu ise bir insanın ait olmak istediği dünyayı yaşayıp yaşamadığıyla eşdeğer. İnsan kendisini üst düzeyde ve hayalleri olan bir kişiliğe büründürürse bu onun bir şekilde o amaca ulaşmak için çaba ve gayr

Aforizmalar

 Aforizma özlü ve kısa cümleler ile anlamlı ve etkili bir şeyi anlatmak anlamında kullanılan kısa söz dizilimine deniyor. Fransızca dilinden gelen bu sözcüğün kökeni ise Eski Yunancaya kadar dayanmaktadır. Kısa kelimelerle yapılan bu sanatın günümüze de yayılımı aslında hiç bir zaman bitmeyecek sonu olmayan bir bütün oluşturmaktadır. Aforizma yaratmak ve özlü deyişler günümüze getirmek şimdi zor olsa da, geçmişte bir çok örneklerle hayata geçirilmiştir. Kısa sözlerle aslında çok şey anlatmak bir sanattır ve bu sanat kişinin kendisine ve insanlığa büyük bir miras olacaktır. Bir sözün ortaya atılması ve felsefesi olması çok güzel bir gelişim unsuru. "Bilmediğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir." diyen Sokrates'in bu felsefe bakış açısına baktığımız da aslında merak etmenin ne kadar sonsuz ve bilginin ne kadar sınırsız olduğu gerçeğini adlandırır. Öğrenmenin sonu ve sınırı yoktur, insan hayatında çok şey ile karşılaşacak ve yeni karşılaştıkları karşısında bazen şaşıracak, b

2020 Geride Kalırken

 2021 bir mucize ile gelir mi bilinmez ancak 2020 yılının geride bıraktıkları şüphesiz son derece ağır ve travmalı. Zor bir yılı geride bırakacağız, zor zamanlar geçiriyor ve belirsizliği yeniden yaşıyoruz, yeni gün ve gelecekteki oluşumları bilmeden saniyelik bir yaşantının içindeyiz. İyi insan olabilmek için çok nedenimiz var şu hayatta, gelen ve giden zamanları geri alamıyoruz, bir keşke bırakmamak lazım yaşantımızda, çok ama çok düşünüp ondan sonra bir karara bağlamak lazım tüm yapacağımız ve alacağımız kararları. Bugünümüze şükrederek yaşamalıyız, bir şeyler düşünebiliyor ve yapabiliyorsak, bir şeyler değiştirebiliyorsak bizden şanslısı yok bu hayatta. 2020 bir film de anlatılsa gerçekten güzel bir prodüksiyon ortaya koyacak çok sayıda hikayeyi barındırdı içerisinde. Depremler, çığ düşmeleri, salgınlar, virüsler, hiç okumadığımız kadar sağlıkla ilgili haberler ve takip edemediğimiz bir çok şey. 2020 bizlere bilim ve insan konusunda bir çok şey öğretti... bilim makaleleri ve bilims

Çocukluk

 Biraz çocuk olma zamanıdır şimdi, her insan zaman içinde büyür ve farklı statüler, farklı bireysel hikayeler ile farklı roller oluşturur. Büyüdüğümüz de hiç bir zaman eski hallerimizin yolcusu olmayız. Hayat hayallerimizi de alır ve büyütür. Çocuklukta ne hayaller kurduk bilinmez ancak her türlü olgu da bir yeni kahraman yarattığımız kesin bir olgu. Çocukluk yıllarımızdan aldıklarımızla hayatta var olmaya devam ediyoruz, hayatta ailelerimizden aldıklarımız yanı sıra oluşturduğumuz hayal gücümüz ile şekillenen bir modaya ayak uydurduğunuz kesin. Karakter özelliklerimiz ve neyin doğru olduğu hakkındaki çoğu düşüncemizin çocukluk yıllarından oluştuğunu söyleyebilirim. İnsan bir merdiven gibidir ve her varoluş sürecinde bir basamak daha yaratır dünyasına. Bu çocukluk yıllarına özgü bir durum olsa da gelecek yaşantılarımızda da basamaklarımızı adım adım çıkmaya çalışırız. Tecrübe ve hayatımıza her adım da bir yenisini daha katmayı hedefleriz. İnsan büyüdükçe hedefleri ve düşünceleri de büy

Blog ve İçerik

 Yayınlarım hakkında son zamanlarda geri dönüşler almaya başladım, bu beni fazlasıyla mutlu ediyor. Bir evren parçasındayız ve her şey hayatla bağdaşarak ilerliyor, son zamanlarda günden güne ziyaretçiler ve blogumu gören kişilerin artması beni hayli heveslendiriyor. Boşuna uğraşmadığımın kanıtı bu yazılarımı koyduğum zamanlar hariç gündüz de ziyaretçi alıyor olmam. Profesyonelleşiyor muyum yoksa günden güne takip edilmek beni sevindiriyor mu bu konuyu bilmememe rağmen bir şeylere ad koymak isteğim var. Zaman içinde belki de bu küçük yazılar bir kariyer hedefine dönüşecek. Tutumlarımı hızlı almaya ve kararlarımı net bir şekilde blog üzerinden sizlere yansıtmaya çalışıyorum. Gündelik yaşamımın yanı sıra bir de sizlere yazı yazabilmek uğrunda disiplinli bir çalışma ürünü ortaya koymaya çalışıyorum. Dolu bir planımızın olması ve dolu bir içeriğe sahip olabilmek benim için son derece önem taşıyor. Günden güne konularım ve kafamda oluşturduklarım hafızamda derin çizikler oluşturuyor, bu tut

Sonuçlar

Bugüne baktığımda önümüzde belirsizlik olduğunu görebiliyorum. Bir belirsizliğe doğru ilerleyişimiz hızlanırken belirli konular üzerinde olan prensiplerimiz ve bakış açılarımızın değişim geçirdiğini ve farklı bakış açılarının ruhumuzda vücut bulduğunu görüyorum. Herkesin bakış açılarının düzenli değişimini yadırgar hale geldiğini söyleyebilirim. İnsan olarak yaşayışlarımız ve hayat beklentilerimiz olduğu kadar, hayata temas ettiğimiz noktaların varlığı da söz konusudur. "Kim, ne için, ne yapmakta, biz kendimiz ne yapıyor ve ne yapmaktayız?" gibi sorular aklımıza gelişlerinde bizleri mevcut ortamımızdan alıp yeni bir sorgulama haline büründürüyor. Gelişlerimiz ve gidişlerimizden çok gelişme ve sonuçları önemser bir toplum halini alır olduk. Toplum yaşantılarının bu denli sonuç odaklı olması aslında bizlerin ne kadar sonuçlara odaklandığının bir göstergesidir ancak her giriş ve gelişmede izlenen yol ve yöntemlerde önemlidir. Sonuç odaklı olmanın günümüz getirisi olduğunu söyley

İlkler ve Süreç

 Boyut değiştirmek ne kadar ilginç olabilirdi değil mi? Bir pencerede dünyayı izlemek, son zamanlarda akıl ve yapay zeka senfonisinin son perspektifi bu. Bilgi ve birikim devamında bir profesyonellik ile kurgulanmış bir zeka kütlesi. Bilgisayarların ilk halini görmek ve elimizde tuttuğumuz minicik telefonlara o büyük dünyaların havale edilmesinin sürecinin gelişimi, her şey çok ilginç değil mi? Bilgisayara göz atacak olursak; ENIAC bu bilgisayarın adı ve 167 metre kare bir alana sahip yani Türkiye'de yaşayan insanların evlerinden daha büyük ve hacimli, 30 ton ağırlığında bu devasa teknolojinin evriminden bahsediyorum. Yaklaşık 4 sene içinde toparlanabilen bu sistem II. Dünya Savaşı için geliştirilmiş, ancak tarihe bakıldığında gelişimi uzun yıllar alarak, 1947 yılında çalışması sağlanmış... Teknolojinin aldığı bu manevra bir değişimin işareti olacak ve bilgisayar teknolojileri günümüze kadar gelişimini sürdürerek devam edecektir. Şuan da avuç içimizde tuttuğumuz bu teknoloji zamanı

İnsan ve Robotlar

Evrensel bir dünyayı paylaştığımız ve evrensel kurallar almaya çalıştığımız kapsam yaratan bilimsel bir döngü. Evrensel olmak, evreni paylaşmak ve dünya üzerinde yaşantılarımızı anlamlandırabilmek çok yönlü oluşumlara rehberlik ediyor. Geldiğimiz noktaların üzerlerinde yeni bir toplum bilinci oluşturmaya çalıştığımız için bir bilimsel hayata yönelişimiz görülüyor. Dünya üzerinde her geçen gün bilgiye ve bilimselliğe olan inançlarımız pekişiyor. Bilgi hayatımızı kurtarır ve bizlere yaşam sağlayabilir bir hale dönüşüyor. İnsan bilimsel rollerde yerini alırken alışmaya çalıştığı yeni oluşumlarda yön bulmaya başlayacaktır. İnsan bir öğrenim maketidir ve öğrenmeye mecburdur. Gün geçtikçe yenileşecek ve yeni bilgilere sahip olacağız ancak eksik giden bir şeyler var; Bilinçli bir toplum devresel olarak hayata kazandırılmaya çalışılırken öte yandan bir şekilde "insanın robotlaştırılması" konusuna gelmek isteyenler ve insanı bir robot sanan tecrübeler var, artık insanlar olarak yanlış

Alışkanlıklar

 Bugün sizlere alışkanlıklarımızdan bahsedeceğim, değiştiremediğimiz, yerine koyamadığımız onca şey. Alışkanlıklar ve değişime ayak uydurmak zaman alıyor, çok büyük bir koleksiyon hayatımız ve parçaları belirli noktalarda kafamızın her yerinde yaşıyorlar. Eski resimlere bakar gibi bakıyoruz hayata, eski ve geçmişe olan tutkularımız var. Neden geçmişi arar insanoğlu derseniz alışkanlıklarımızın getirisi diyebilirim, eski ve geçmiş bilinen bir gerçeklik ve insanlar olarak bilinen gerçekliklerle yaşadığımızı kabul etmeliyiz. Bilinen şeylere olan inancımız ve onları terk edemeyişimiz alışkanlıklarımız gibi bizlere tatlı görünüyor. Bir oluşuma alışmak ve zamanın getirilerini yaşamaktan korkuyoruz, kafamızda ilgiler kuran bireyler olarak yenilikten çok hoşlanmadığımız gerçeklik taşıyor. Uzun bir süreçler bütünüyle kendimizi alışkanlıklarımıza teslim ettik ve ediyoruz, herkes bir alışkanlık sahibi bu dünyada, Konuştuklarımızda bile alışkanlıklarımız var, konuşurken bile farklı kelimeler kulla

Yüreğin Büyüklüğü

Toprak, emeğinizi karşılıksız bırakmayan tek varoluş. Toprağa ne kadar emek verirseniz o kadar geri döner sizlere, o nankör değildir, o emekleri karşılıksız koymayan tek oluşumdur dünya üzerinde, ne kadar bakarsan o kadar güzelleşir o çerçeve ve o kadar ürün verir sizlere o güzel tabiat. Ağaç bir oluşumdur ve yıllar içinde büyür, tıpkı bir çocuk gibidir o ilerleyiş. Bir fidan zamanla toprağa tutunur ve topraktan besinlerini alarak büyür. Su'ya ihtiyaç duyar toprak, güneşe, gübreye, bir de emeklere.. Bir beden gibidir ağaç, önce küçük bir oluşum ile düşer toprağa, yıllar geçtikçe büyür, yıllar geçtikçe kendisine verilen emeklerle bir yeni kültür başlatır ve çevresine yansıtır şekilsel oluşumunu, yıllar geçtikçe o minik oluşum bir büyük yıllar zinciri bırakır.  İnsan varoluşunu tamamlayıp göçecektir bu dünyadan ama toprak bir varoluşla asırları içinde taşıyacaktır, o yüzdendir ağaç dikmenin kıymeti ve ağaç diken yüreklerin sonsuzluğu. Neden toprak emekleri karşılıksız koymaz bilir mi

Değişime Hazır mıyız?

 Hayat ve insana yönelik çağırışımlar, insan zekası ve doyumsuzluk, insan davranışları ve insani gelişmişlik, düzen ve karışıklık işte bunların hepsi insan içinde saklı bir etken oluşturan insanlık tarihi boyunca araştırılmış kalıplar. İnsanlık tarihi boyunca yapılan sosyolojik ve psikolojik araştırmalar mevcudiyetini koruyorken her geçen gün bu araştırmalara bir yenisinin daha eklenmesi bir tesadüf değil. İnsanlar hala kendi içlerindeki kaotik ve rastlantısal oluşumlara kafa yormaya bunlara bir isim bulmaya çalışıyorlar. İnsani davranışları, insan zekaları ve gelişmişlik birbirine adapte olabilir mi? Psikolojik ve sosyolojik anlamda gelişmek kavramını ele alırsak böyle bir varsayım oluşturmak oldukça pozitif. İnsan gelişim gösterdikçe davranışları ve zekası değişmiş, yeni oluşumlara yön vermeye ve yeni davranışsal süreçlere alışmaya başlamıştır. İnsan değişimin bir parçasıdır ve her türlü değişim insana yaşama standartları öğretmeye ve yaşama yeni parçalar adapte edilmesine olanak tan

İnsan ve Hayat

Eksik bir şeyler mi var hayatımızda, eksik bırakılan biz miyiz yoksa? Bir eksiğim var evet, yeri hiç dolmadı, dolmayacak. Hayat ve sessizlik... bazen sessizlikler her şeyi anlatır insana, boş bir oda bulur ve duvarlarını boyarsın istediğin gibi hayallerinle, umutlarınla, gözlerindeki aşk ile. Eksik bırakıldığınızı hatırlıyor musunuz hiç, ne sessizlikler yaşattınız içinizde değil mi? Yaşanacak daha kaç senesi var insanın ya da kaç atacak adımı var bilmiyorum. Bilinmezlikler içinde yaşıyoruz aslında. Kaç kez gökyüzüne bakabildiniz sessizce, kaç kez anlamsızlığı anlamaya yöneldiniz, değişmeyen düşünceleriniz oldu mu hiç, ne katabildik dünyaya? Değişmeyen düşüncelerinizi kaybetmeyin hiçbir zaman, insanlar değişiyor ve dünya git gide kirleniyor, çocuk yanlarımız hep kalmalı insanın içinde. Çocukça bakabilmeliyiz dünyaya ve çocukluğumuzdaki gibi bakabilmeliyiz her noktaya, masum olmalı insan, masum kalabilmeyi öğrenmeli ve deneyimlemelidir. İnsanlar gerçek sevgiyi ve aşkı bir kere yaşarlar,

Ne yapıyorum Ben?

Kendimize sorduğunuz zamanlar olur, "Ne yapıyorum ben?" diye, cevaplar aradığım bir sorudur zamanlarımın belli kısımlarında... bu soruyu kendinize çok sık sorduğunuz zaman yaptıklarınızdan çok yapabilecekleriniz aklınıza geliyorsa bir zaman sonra ve hala bıkmadan, yorulmadan, usanmadan cevaplar bulmaya çalışıyorsanız sizin dünyaya katacağınız çok şey var demektir. Bazen içindeki sesle yaşar insanoğlu, onun beklentilerine yönelmeye ve güçlü bir yarını inşa etmeye uğraşır, bir şeylere emek veriyorsan ve zaman ile gelişiyorsa bu düşüncelerin bilirsin ki hiç bir zaman düşüncelerin boş bir pencere koymayacaktır önüne. İnsan olarak yapabileceklerimiz elbette ki sınırlıdır ancak hiç bir unsur sınırsız bir birikimi yıkacak kadar güçlü değildir... bizler ne kadar hayatımıza birikimler katabilirsek, birikimler oluşturabilirsek bir güç kazanmış oluruz. 15 günlük bir blog tecrübem var, yeni bir oluşumun doğuşunu canlandırdım bu zaman içerisinde, her gün sizlerle bir şeyler paylaşmak için