Öne Çıkan Yayın

2024

 Hepimiz iyi ve kötü tecrübeler edindiğimiz bir yıla veda edeceğiz ve hepimizin istekleri, umutları, hissettikleri ve anladıkları, anlayamadıkları, güzel, kötü hatıraları, hikayeleri ve günleri oldu. Her insan bir başlangıcın hikayesi aslında ve her başlangıç vaktinin anıları ile geçiyor. Saatler eskiyor, günler eskiyor, hepimiz tecrübeler ediniyor ve yaşlanıyoruz. Yaşlanmayı hep tecrübelerle sabit tutan biriyim ki bu bana insanlara saygı duymayı öğreten en önemli şey olmuştur. Her yıl insanın bir mevsimidir, her yıl insanlar umutlar içinde hikayelerini sürdürmek isterler... Bu yıl da hepimizin yaşadığı eksik, fazla ya da beklenmedik olayları ve yaşantıları oldu, hepimiz bir yapbozun parçalarıyız ve paydaşlarıyız. Aynı oksijenin içerisinde farklı bir sürü hayat ve hikayeler. Çok büyütür insan bazen yaşadığı şeyleri, çok anlamlar yükler ama en basitinden hepimizin bir paydaş olduğunu anlamamız ve hayatın içinde bir parça olduğumuzu kabul etmemiz gereklidir. Hikayelerimizin hep birleşece

Dahi Hayatlar

 Bugün sizlerle bir kaç dahi ve hayatlarında yaşadıkları hastalıklar adına bir yazımı paylaşmak istedim, insanlar ve gelişim hiç durmayarak ilerliyor ve ilerleyişte ne kadar zor olsa bile bir şeyleri başarmanın imkansız olmadığını sizlere anlatmak istedim. Biraz ansiklopedik bilgi, biraz kişisel duyum ve görüşlerimi birleştirdiğim bu yazı ile sizlerin karşısındayım.

Albert Einstein 1879'da doğmuş bir fizik adamıdır. Otistik spektrum bozukluğuna sahip olan bu deha yıllarını Fizik alanında yaptıklarına ayırdı, 1921'de Nobel Fizik Ödülü'nü aldı. Bir üniversitede iş bulmakta yaşadığı zorluklar nedeniyle bir Patent Ofisinde çalıştı. Patent Ofisinde Müfettişlik görevini yapıyordu, Fotoelektrik etki üzerine yaptığı çalışmalar ona Nobel Fizik Ödülü'nü getirdi. Kuramları deneysel olarak defalarca doğrulanan bu deha bugün üzerine teoriler yazılan ve görüşleri hala anlamlandırılmaya çalışılan ve ders niteliğinde okutulan bir bilim insanıdır. E=mcDenklemi ile kitle-enerji eşdeğerliliği yıldızların nasıl enerji oluşturduğuna açıklama getirmiştir. Nükleer silahlara karşı bir manifesto yayınlamıştır. Hayatı boyunca 300'den fazla makale yayınlamış bu dehanın bir bilim felsefesi altında durması ve bunu hayatına yansıtması ve yaşamını buna adaması gerçekten onun bir gelişimsel yapısı olduğunu işaret ediyor. Otizm Spektrum bozukluğunun genel anlamda beynin yapısını ve işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklı olduğu düşünülüyor. Einstein'ın bu hastalığa sahip olması ve onun diğer insanlardan daha zeki olduğunun bilinmesi bir gerçeklik.

Isaac Newton 1642 tarihinde dünyaya gelmiş, fizik kanunları ve matematik konusunda çalışmalara imza atmıştır. Bu deha klasik matematiğin temelini atmıştır. Kütle çekimini ve hareketin üç kanununu ortaya atmıştır. Newton Asperger Sendromu'na sahiptir. Bu hastalık beynin iki lobunun ayrı ayrı çalışmasına bu yüzden hayatta farklı konularda uzmanlaşmayı sağlayan bir çeşit hastalıktır. Bu hastalığa sahip kişiler asosyal olabilir ve çevresiyle zor ilişkiler kurabilirler. Bu hastalıkta otizmin yanı sıra konuşma ve dil becerisinde sorun yoktur. Sosyal etkileşimde bozukluk ve aşırı içe kapanıklık bu hastalıkta gözleniyor. Newton kitabında Galileo'nun deneylerinden övgü ile söz ederken Kepler Kanunlarını matematiksel olarak ispatlar.

Mozart 1756 yılında doğmuş, Mozart müzik dünyasının en büyük dahilerinden birisi, Tourette Sendromu var ve bu hastalık aynı şeyleri defalarca tekrar etmesine neden oluyor, Hastalıkla birlikte kişinin iradesi dışında kontrol edemeyeceği hareketlerde bulunması mevcut hale geliyor. Bu hastalıkta herhangi bir psikolojik rahatsızlık görülmediği söyleniyor. 

Stephen Hawking 1942 yılında doğmuştur, bu dahi ALS hastalığına sahiptir, Evrenin temel ilkeleri üzerine çalıştı, Einstein'ın uzay ve zamanı kapsayan Genel Görelilik Kuramı'nın Big Bang ile başlayıp Karadeliklerle son bulduğunu gösterdi. Motor nöronlarının %80'i ölen bu dahi bilim adına çalışmalar yaptı. CERN'i ziyaret ederken zatürre kaptı ve nefes borusuna açılan delik sonucu sesini yitirdi.1986'dan itibaren dünya ile olan iletişimini koltuğuna yerleştirilen yazıları sese dönüştüren bilgisayarı ile sağladı.Bu bilgisayarın hafızasında 2600 kelime mevcut ve konuşmak istediği anda eli ile özel bilgisayarıyla komutsal bir şekilde istediklerini bilgisayarın ekranına yazdırabiliyordu. 2005 yılında el kaslarını hareket ettirme yetisini kaybetti ve artık yanak kasları ile bilgisayarıyla yazı yazdırtabilir hale geldi.

Dünyada hiç bir şey için imkansızlık yoktur ve her istenilen bir şekilde hal ve yoluna koyulmaktadır. Topladığım bu bilgiler ve yararlandığım kaynaklar ışığında sizlerle bir gerçeği paylaşmak istedim, burada yazdığım tüm insanlar birer dahi. Hepsinin hastalıkları ve imkansızlıkları mevcut, biraz arkamıza yaslanıp bunun ilgi çekici olduğunu düşünürken aslında neler başarabileceğimizin de kanıtlarının dolaylı yoldan olduğu bir yazı hazırlamak istedim.

Değişim sürecek, unutma sen sadece bu dünyanın bir parçasısın.

Erol SÖĞÜT

Twitter: https://twitter.com/erolsogut
İnstagram: https://www.instagram.com/erolsogutofficial

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

100. Yılımız Gururla, Sevgiyle ve İlelebet

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXVII / 2 - İyi ki Doğdun

3 Aralık Dünya Engelliler Günü