Bazen insanlar içgüdüleri ile hareket ederler ve bilinçten bağımsız bir algoritma geliştirirler. Zaman ile oturan bu yapı aslında alışkanlıklarımız ile bağdaşır durumdadır. Alışkanlıklarımız ölçüsünde her işlem yaptığımız an farklılıkları fark etmeyiz ve farklılıklar içerisinde yaşadığımızı kabullenmeyiz.
Farklar ve farklılıklar üzerine bir yazı kaleme alacağım ancak bugün sizlere biraz olsun alışkanlıklarımızın nasıl oluştuğu hakkında fikir verebileceğim. Alışkanlıklarımızın dayandığı en önemli şey tekrar edici olmasıdır. Bir şeyleri tekrar ederken hep belirlediğimiz kurallar ölçüsünde yeniden yapmaya çalışır ve onları öyle anlamlı kılmaya çalışırız. Bir şeylerin kafamızda oluşturduğu değeri sabit görmek bizleri mutlu ve o konu hakkında bilgili yapar. Bilemediğimiz çok şey olduğu bir gerçeklik taşırken bizlerin bilgisel olarak kafasında oturttuğu ve izlediği yol ve yöntemlere alışkanlık adını verebiliriz.
Alışkanlıklarımız bizlerin hayatında önemli bir yer taşımaktadır. Hepimiz saatler içerisinde neler yapılacağını ve neler yapabileceğini öngörmüş olarak yaşamaya çalışıyoruz. Bir sabah uyandığımızda yapmamız gereken şeyler hepimizin hayatında belirli ve alışılmış noktalardır. Yeni bir alışkanlık edinmek insanlar açısından zor bir süreçtir ancak insanlar her türlü şeyi bir alışkanlık haline dönüştürmeye adapte olmuşlardır.
Alışkanlıklarımızın doğuşunda ilk sebep insanın rahat etme isteğidir. İnsanlar rahat etmek adına bir çok şeyi alışkanlık haline getirirler. Bir alışkanlığın hayat tarzına yansıması kadar kimlik haline dönüşmüş olması insanı rahatlatan faktörlerdendir ve kişinin hayatında da önemli bir yeri bulunmaktadır. Düşündüğümüzde hepimiz alışkanlıklarımızla yaşıyoruz ve her gün aynı saatlerde kalkıyor, aynı konseptle kendini hayata hazırlanıyoruz. Giyindikten sonra ya da öncesinde kahvaltı öğünümüzü gerçekleştiriyor ve işyerlerimize gidiyoruz. Hatta çoğumuz vakit bulamadığı için iş yerlerinde kahvaltı ediyoruz.
İşlerimizde bir rutin tutturmayı çoğu zaman tercih eden kişiler olarak yaşıyoruz. Kültürel anlamda ve geniş bir yelpazede hayat bulan hikayelerimizi oluştururken alışkanlıklarımızdan yararlandığımızı kabul ediyorum. Her gün aynı iş, iş planları ve süre ile yaklaştığımız kendi hayatımızda bile alışkanlık edindiğimiz noktalar fazlasıyla varlık gösteriyor. Alışkanlıklarımızın esiri olmuş duruma geldik. İnsanlar olarak süreçlerimiz yeniyi anlamlandırmak ve yeniyi anlamak üzerine geçiyor ancak bu duruma nasıl bir sınır getirebileceğimizi bile alışkanlıklarımız belirliyor. Nasıl mı? Alışkanlıklarımız ile karar vermeye alıştığımız için yeni projeler ve yönelimlere her zaman uzaktan bakıyoruz ancak değişmesi gereken bir şeyler her zaman yanımızda duruyor.
Yeni bir yol ve yöntem bulana kadar eski alışıla gelmiş süreçleri kullanıyoruz. Artık insan bir alışkanlığa dönüşmeye başlıyor. Alışkanlıklardan kurtulmamız gerekliliği her zaman hayatımızda iken yeni bir yol ve bakış açısına ihtiyacımız artıyor. Artık daha stabil olmayan şeyler yapmalıyız. Dinamik süreçlere geçmemiz gerekiyor.
Erol SÖĞÜT
Twitter: https://twitter.com/erolsogut
İnstagram: https://www.instagram.com/erolsogutofficial
Yorumlar
Yorum Gönder
Sadece yazılarla ilgili mesajlar yayınlanabilir.