Öne Çıkan Yayın

2024

 Hepimiz iyi ve kötü tecrübeler edindiğimiz bir yıla veda edeceğiz ve hepimizin istekleri, umutları, hissettikleri ve anladıkları, anlayamadıkları, güzel, kötü hatıraları, hikayeleri ve günleri oldu. Her insan bir başlangıcın hikayesi aslında ve her başlangıç vaktinin anıları ile geçiyor. Saatler eskiyor, günler eskiyor, hepimiz tecrübeler ediniyor ve yaşlanıyoruz. Yaşlanmayı hep tecrübelerle sabit tutan biriyim ki bu bana insanlara saygı duymayı öğreten en önemli şey olmuştur. Her yıl insanın bir mevsimidir, her yıl insanlar umutlar içinde hikayelerini sürdürmek isterler... Bu yıl da hepimizin yaşadığı eksik, fazla ya da beklenmedik olayları ve yaşantıları oldu, hepimiz bir yapbozun parçalarıyız ve paydaşlarıyız. Aynı oksijenin içerisinde farklı bir sürü hayat ve hikayeler. Çok büyütür insan bazen yaşadığı şeyleri, çok anlamlar yükler ama en basitinden hepimizin bir paydaş olduğunu anlamamız ve hayatın içinde bir parça olduğumuzu kabul etmemiz gereklidir. Hikayelerimizin hep birleşece

Kuşaklar ve Dönüşümleri II

 Dün "Kuşaklar ve Dönüşümleri" yazımızı ele almıştık, bugün biraz olsun bu dönüşümün içinde biz neredeyiz ve hangi kuşak evrelerine daha yakın haldeyiz onu inceleyeceğim. Biliyorsunuz dün yazdığım yazı ile kuşaklar arasındaki farklılıklara ve kuşak özelliklerine kısa bir deneyim turu düzenlemiştik, fazlasıyla okumak ve bilgi edinmenin bizi dünya ile eş değer tutacağına inanan biri olarak bu yazımı kaleme almayı uygun gördüm daha doğrusu klavye tuşlarıma basarak kafamdakileri seslendirmeye çalışıyorum da denilebilir...

Biliyorsunuz ki "Sessiz nesil" / "Gelenekçiler" üzerinde bahsederken biraz onların "disiplinli" olduklarını vurgulamıştım. Bu nesle baktığımda biraz programcı ve detaycı olduklarını düşündüm ve araştırmalarım bana bu sonucu verdi. "Uyumlu olmaları, kanaatkar olmaları" beni son derece etkiledi ve genele baktığımda "tecrübe" kavramını en iyi hayatında yaşatan nesil olduklarını gördüm, bu nesil beni "tecrübe edinmek" anlamında da baya etkiledi. Yaşlanmaya / Yaş almaya çok saygı duyarım ve yaş aldıkça insanların yeni tecrübeler edindiğine inanan biri olarak onlara saygım git gide arttı desem yeridir.

Bebek patlaması dönemine geldiğim zaman biraz çekindim açıkçası çünkü o dönemin içinde "rekabetçilik" mevcut. Rekabet tabi ki biraz olsun iyi bir şey olsa bile bana biraz "fırsat eşitliği" konularını hatırlattığı için bu dönemi pek bir düşünceme sığdıramadım. Ancak savaşın sonrasında barış olduğu için biraz olsun dikkatle izlenmesi gereken bir dönem olduğunu söyleyebilirim.

"X Kuşağı" bu kuşağa baktığımda "mantıklı" ve "sorun çözebilir" olmaları ilgimi çekti diyebilirim. Her insanın bir sorunu olduğunu düşünürsek buradan alabileceğimiz şeyler açıkçası var ve yıllardan aldığımız durumlar bizleri çoğunlukla ileriye taşır, tecrübeli bir bakış açısı her şeyin en iyisini hak eder, hak etmelidir.

Geldim benim kuşağım olan "Y Kuşağı" dönemine ve sanıyorum hem geçmişi biraz olsun yaşamak hem de geleceğin teknolojilerine yaklaşıyor olmak bu kuşağı biraz olsun özel kılıyor. Özellikleri arasında da olduğu gibi biraz olsun "girişimci ruh", biraz olsun "sorgulayıcı bakış açısı", biraz olsun "tatminsizlik" hallerini kısmen yaşıyor gibiyim. Girişimci ruha örnek verilecekse mesela "yeni bir şey yapılacaksa üzerine düşünmek, fikirlerimi yöneltmek ve desteklemek" fikirlerine fazlasıyla yakınım. "sorgulayıcı bakış açımız" neden var bilir misiniz? Çünkü dünyayı gören, teknoloji kullanan ve her şeyin daha iyisini isteyen bir ruh yapımız var. "tatminsizlik", e bu kadar dünyayla haşır neşir olursan yapılanlara bakıp "daha iyisi niye yapılamadı?" şeklinde düşünmemiz de normal karşılanabilir.

Geldik "Z Kuşağı", onlara saygı duyuyorum çünkü her şeyi araştırıp her şeyi gören bir nesil... e internetin var, altyapın kısmen de olsa var, kitaplar var, müzikler var, e yani saygı duymaktan başka ne kaldı bu nesle, her şeyi bilir kişilikler yetişiyor. Saygı duyarak, teşekkür ediyorum. Araştırıyorlar, öğreniyorlar, uyguluyorlar.

Sıra geldi "Alfa Gen Kuşağı" kuşağını incelemeye, e inceledim, fazlasıyla akıllılar ve fazlasıyla teknolojiye hakimler, artık onların bilmediği bir şey az rastlanır. E bu çocuklar geleceğimiz, hep söylerim Barış Manço programında "Adam Olacak Çocuk" adıyla yaptıysa üstadın vardır bir bildiği ve bu çocuklar geleceğimiz. Onlara da milyonlarca teşekkür etmekten başka ne yapabilirim?

İşin özeti aslında şu "beyler" ve "hanımlar", ya da "hanımlar" ve "beyler" kimseyi ikinci sıraya koymak istemeyerek düşünceme geçeyim, her nesil özel ve her nesilden öğreneceğimiz çok şey var. Bugün adam olacak çocuklar yarın bizlerin çocukları ve devamı... bu arada iyi bir haber vereyim "C Kuşağı" çıkmış bir de, teknolojik olarak düşünebilen nesillermiş... e o zaman hemen sorayım sizlere, bana tecrübelerinizi aktaracaksınız haliyle, "Biraz Konuşabilir miyiz?"

Erol SÖĞÜT

Yazım ile bağlantılı bir gün önceki yazım:
Kuşaklar ve Dönüşümleri

"Söz Uçar Yazı Kalır"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

100. Yılımız Gururla, Sevgiyle ve İlelebet

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXVII / 2 - İyi ki Doğdun

3 Aralık Dünya Engelliler Günü