Öne Çıkan Yayın

2024

 Hepimiz iyi ve kötü tecrübeler edindiğimiz bir yıla veda edeceğiz ve hepimizin istekleri, umutları, hissettikleri ve anladıkları, anlayamadıkları, güzel, kötü hatıraları, hikayeleri ve günleri oldu. Her insan bir başlangıcın hikayesi aslında ve her başlangıç vaktinin anıları ile geçiyor. Saatler eskiyor, günler eskiyor, hepimiz tecrübeler ediniyor ve yaşlanıyoruz. Yaşlanmayı hep tecrübelerle sabit tutan biriyim ki bu bana insanlara saygı duymayı öğreten en önemli şey olmuştur. Her yıl insanın bir mevsimidir, her yıl insanlar umutlar içinde hikayelerini sürdürmek isterler... Bu yıl da hepimizin yaşadığı eksik, fazla ya da beklenmedik olayları ve yaşantıları oldu, hepimiz bir yapbozun parçalarıyız ve paydaşlarıyız. Aynı oksijenin içerisinde farklı bir sürü hayat ve hikayeler. Çok büyütür insan bazen yaşadığı şeyleri, çok anlamlar yükler ama en basitinden hepimizin bir paydaş olduğunu anlamamız ve hayatın içinde bir parça olduğumuzu kabul etmemiz gereklidir. Hikayelerimizin hep birleşece

Kültürel Zaman

 Kültürel farklılıklarımız var ve her kültürün kendine özgü küçük gelenekleri ve yaşayış şekilleri mevcut durumda. Kültürlerimize ve geleneklerimize sahip çıkmanın ve onları geliştirmenin yollarını aramaktayız. Zamanla çoğu şey kültürümüz içerisine adapte edilmeye çalışılıyor. Protest gelen şeyler de kültürümüze adapte edilen çoğu unsurlar arasında. Zaman ilerledikçe gelişim süreçlerini bir bir adımlamaya devam ederken bizlerin tarihi ve sanatsal süreçlere merakı azaltılıyor. Düşünce ve düşünmenin güçlü yanları yanı sıra bir şekilde gelişimin önünü açacak süreçlere de ihtiyacımız bulunmakta...

Tarihsel süreçte bir çok değişik atılımlar ve değişik yeni keşifler yapılmış, Bunlardan en önemlilerinden biri ise matbaanın bulunmasıdır, Matbaanın kullanılması Uzak Doğu'da başlamıştır. İlk basılı gazete tarihi olarak MS 700'lere dayanmaktadır, Pekin'de çıkmıştır. Sonraki bir yazımızda bu konuya detaylı olarak değineceğim. Şimdi değinmek istediğim şey ise insani gelişim ve insani gelişim ölçüleridir.

Zaman ilerledikçe insan kendisine yeni gelecekler bulmaya ve şimdiki adıyla teknolojik unsurlar ve makineler üretmeye devam etmiştir. Arkeolojik bir sürü araştırma insan yaşamının zamanlara göre nasıl değiştiğini ortaya koymaktadır. İnsanlar barınma ve yaşamlarını sürdürebilmek için çok çeşitli coğrafyalar üzerinde ve zorlu koşullar altında gelişimlerini sürdürmüşlerdir. Geldiğimiz noktalara gelene kadar bir sürü medeniyet ve bir sürü tarihsel süreçte insanları zamana göre ele alarak devam etmek ve düşüncelerimizi keşfetmeye devam etme zorunluluğunu yaşamaktayız.

Gün geçtikçe olaylara bakış açımız değişim göstermekte ve bir olgunlaşmaya doğru yürümekteyiz ancak zamanın getirilerini bakış açılarımızla değerlendirirken günümüz hali ile düşünmek yerine o zamanın getirileri üzerinden düşünmek zorundayız. Düşüncemizin doğuracağı yeni birikim bizlere hayatımızın her anında eşlik edecektir. Tarihi anlamak için o dönemin koşullarını ve o dönemin getirilerini düşünmek ve bilmek zorundayız. Süreçlerin bizlere adapte olmamızda sağladığı yenilik ve yeni işlere olan inancımızı eski kültürel döngülerle de değerlendirebilirsek olgun bir şekilde günümüze anlam katabiliriz.

Her an gelişim ve dönüşüm öncülüğünde yeni ufuklar ve yeniliklere açık bir şekilde düşüncelerimizi yeniden gözden geçirmek gerekliliğine kafa yormamız gereklidir. Bir şekilde yenilik ve yeniliğin getirilerini hayatımızda görsek dahi birikimimizle onu güçlü bir yapı taşına oturtmak bizim elimizdedir.

Günlerin ve tarihin getirileri iyi bir şekilde gelişim gösterecek ve hepimiz yeni düşünüşlere sahip olacağız. Bizlerin her an kendini geliştirebileceğini unutmadan yeni bir kimlik kazanmalıyız... kimliklerimize eklediklerimiz sadece bu yaşadığımız yıllarda kalmayacak ve insanlar tarafından sonraki tarihlerde de anlatılacaktır. Kültürlerimiz ve gelişim açımıza yeni bloklar inşa etmeliyiz...

Erol SÖĞÜT

Twitter: https://twitter.com/erolsogut
İnstagram: https://www.instagram.com/erolsogutofficial


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

100. Yılımız Gururla, Sevgiyle ve İlelebet

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXVII / 2 - İyi ki Doğdun

3 Aralık Dünya Engelliler Günü