Öne Çıkan Yayın

28 Ekim 2024

Resim
Bir Cumhuriyet bayramı daha ve hepimizin onur ve şerefle taşıması gereken bir görevi ve birikimleri var, bugün çok özel bir gündür, bugün Cumhuriyet'imizin yapı taşlarının oluşturduğu bir geçmişin onurunda bir şerefli günümüzdür. Kadınlarımız, erkeklerimiz, yaşlılarımız, gençlerimiz, kısacası yüreği Türkiye için atan yüreklerimizin günüdür. Hep bugüne kadar yazılar yazmış, oluşumlar ortaya koymuş ve koyacak bir genç olarak günümü ve geleceğimi Türkiye yolunda geçirdim ve geçirmeye devam edeceğim. Bana verilen görev çerçevesinde hep onurlu ve gururlu işlere imza atmak ve yarını/geleceği tasarlamak üzerine çalıştım, bu zamandan sonrada bu şekilde olacaktır ve bana Mustafa Kemal ATATÜRK'ün verdiği görevle çalışacağım, bilinmelidir ki her günümüzde Cumhuriyet'i yaşayan aydın insanlarız, yollarımız bizlerin hikayesidir ve o hikayemize her geçen gün daha sıkı sarılmalıyız. Unutulmamalıdır ki her geçen gün bizim verdiğimiz emekler çerçevesinde yarınlarımız daha aydınlık ve daha gü

Kültürel Zaman

 Kültürel farklılıklarımız var ve her kültürün kendine özgü küçük gelenekleri ve yaşayış şekilleri mevcut durumda. Kültürlerimize ve geleneklerimize sahip çıkmanın ve onları geliştirmenin yollarını aramaktayız. Zamanla çoğu şey kültürümüz içerisine adapte edilmeye çalışılıyor. Protest gelen şeyler de kültürümüze adapte edilen çoğu unsurlar arasında. Zaman ilerledikçe gelişim süreçlerini bir bir adımlamaya devam ederken bizlerin tarihi ve sanatsal süreçlere merakı azaltılıyor. Düşünce ve düşünmenin güçlü yanları yanı sıra bir şekilde gelişimin önünü açacak süreçlere de ihtiyacımız bulunmakta...

Tarihsel süreçte bir çok değişik atılımlar ve değişik yeni keşifler yapılmış, Bunlardan en önemlilerinden biri ise matbaanın bulunmasıdır, Matbaanın kullanılması Uzak Doğu'da başlamıştır. İlk basılı gazete tarihi olarak MS 700'lere dayanmaktadır, Pekin'de çıkmıştır. Sonraki bir yazımızda bu konuya detaylı olarak değineceğim. Şimdi değinmek istediğim şey ise insani gelişim ve insani gelişim ölçüleridir.

Zaman ilerledikçe insan kendisine yeni gelecekler bulmaya ve şimdiki adıyla teknolojik unsurlar ve makineler üretmeye devam etmiştir. Arkeolojik bir sürü araştırma insan yaşamının zamanlara göre nasıl değiştiğini ortaya koymaktadır. İnsanlar barınma ve yaşamlarını sürdürebilmek için çok çeşitli coğrafyalar üzerinde ve zorlu koşullar altında gelişimlerini sürdürmüşlerdir. Geldiğimiz noktalara gelene kadar bir sürü medeniyet ve bir sürü tarihsel süreçte insanları zamana göre ele alarak devam etmek ve düşüncelerimizi keşfetmeye devam etme zorunluluğunu yaşamaktayız.

Gün geçtikçe olaylara bakış açımız değişim göstermekte ve bir olgunlaşmaya doğru yürümekteyiz ancak zamanın getirilerini bakış açılarımızla değerlendirirken günümüz hali ile düşünmek yerine o zamanın getirileri üzerinden düşünmek zorundayız. Düşüncemizin doğuracağı yeni birikim bizlere hayatımızın her anında eşlik edecektir. Tarihi anlamak için o dönemin koşullarını ve o dönemin getirilerini düşünmek ve bilmek zorundayız. Süreçlerin bizlere adapte olmamızda sağladığı yenilik ve yeni işlere olan inancımızı eski kültürel döngülerle de değerlendirebilirsek olgun bir şekilde günümüze anlam katabiliriz.

Her an gelişim ve dönüşüm öncülüğünde yeni ufuklar ve yeniliklere açık bir şekilde düşüncelerimizi yeniden gözden geçirmek gerekliliğine kafa yormamız gereklidir. Bir şekilde yenilik ve yeniliğin getirilerini hayatımızda görsek dahi birikimimizle onu güçlü bir yapı taşına oturtmak bizim elimizdedir.

Günlerin ve tarihin getirileri iyi bir şekilde gelişim gösterecek ve hepimiz yeni düşünüşlere sahip olacağız. Bizlerin her an kendini geliştirebileceğini unutmadan yeni bir kimlik kazanmalıyız... kimliklerimize eklediklerimiz sadece bu yaşadığımız yıllarda kalmayacak ve insanlar tarafından sonraki tarihlerde de anlatılacaktır. Kültürlerimiz ve gelişim açımıza yeni bloklar inşa etmeliyiz...

Erol SÖĞÜT

Twitter: https://twitter.com/erolsogut
İnstagram: https://www.instagram.com/erolsogutofficial


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

28 Ekim 2024

2024

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXVII / 2 - İyi ki Doğdun