Öne Çıkan Yayın

2024

 Hepimiz iyi ve kötü tecrübeler edindiğimiz bir yıla veda edeceğiz ve hepimizin istekleri, umutları, hissettikleri ve anladıkları, anlayamadıkları, güzel, kötü hatıraları, hikayeleri ve günleri oldu. Her insan bir başlangıcın hikayesi aslında ve her başlangıç vaktinin anıları ile geçiyor. Saatler eskiyor, günler eskiyor, hepimiz tecrübeler ediniyor ve yaşlanıyoruz. Yaşlanmayı hep tecrübelerle sabit tutan biriyim ki bu bana insanlara saygı duymayı öğreten en önemli şey olmuştur. Her yıl insanın bir mevsimidir, her yıl insanlar umutlar içinde hikayelerini sürdürmek isterler... Bu yıl da hepimizin yaşadığı eksik, fazla ya da beklenmedik olayları ve yaşantıları oldu, hepimiz bir yapbozun parçalarıyız ve paydaşlarıyız. Aynı oksijenin içerisinde farklı bir sürü hayat ve hikayeler. Çok büyütür insan bazen yaşadığı şeyleri, çok anlamlar yükler ama en basitinden hepimizin bir paydaş olduğunu anlamamız ve hayatın içinde bir parça olduğumuzu kabul etmemiz gereklidir. Hikayelerimizin hep birleşece

Öz eleştiri

 Bir şeyler bırakmanın derdinde bir kimseyim hayata, düşünsenize sizden sonra birileri bıraktığınız şeylere bakacak ve sizin hakkınızda yorumlar bırakacak dünyaya. İşte manevi olarak bunun taşıdığı büyük bir sorumluluk ile şuan sizlerle yazılarımı paylaşmaktayım.

Çok sayıda kitap, çok sayıda müzik ya da kitaplar ve müzikler mi bırakacağız geride? Geride ne bırakmalıyız? Bazen böyle şeyler düşünüp öyle bir yapıya bürünüyorum ki sanki güç ve denge noktalarımı kaybediyorum...

Üretmek çok değerli bir sanat ve üretmenin gücüne inanmak, ondan beslenebilmek, arkamızda çok sayıda ve çok nitelikli bir adam/kadın bırakmak için tecrübe ediniyoruz. Yaşamın, yaşayışımızın bir anlamı olmalı ve bir şeyler yapmalıyız, çok sayıda küçük kırıntı bırakmalıyız bir sonraki nesillere. Bir iç güdü mü bende oluşan bilmiyorum ancak şuna inandığım kesin olarak belirli bir nokta her anıma saygı duyarak yaşadığım ve yaşayacağım doğrultusu çünkü karar alırken çok düşünen, çok irdeleyen bir yapıdayım. Bazen ürkütücü bir şekilde kendimi kıstasların orta noktasında bulduğum ve kıstaslarımın içinde kaybolduğum doğru bir gerçek ancak şu var ki artık hiç bir şeyden pişman olmadığım adımlar atmak istiyorum. Pişmanlık duyguları biraz olsun niteliklerime ve kendime zarar veriyor.

Bir güce inanmak ve onun inancını her zerremde hissetmek istiyorum bazı zamanlar, bazen nitelik ve niceliksel sorgulara düştüğüm oluyor, her insan buna düşebilir mi bilmiyorum ancak zaman içinde yaşlanmış yüreklerimiz ve bedenlerimize bir prensip bırakmak bizim zaman ile kıstaslar taşıdığımız bir vurgu, zamanı beklemek ve ya zamanından önce bir şeyleri planlamak mı daha doğru bir tutum bu noktada endişelerim mevcut...

Günden güne değişen karakteristik özelliklerim ve olaylara bakış açımla bir eksen oturtabileceğim noktalar var ve bu noktalar hayatımı etkileyecek, beni etki altına alacak duygu değişimleri mi bilemiyorum. Her gün yeni bir şey öğrendiğimiz şu dünyada günlere mi inanmalıyız ya da günlerden ders çıkararak bir sonramızı mı planlamalıyız eşsiz bir boşluk mu sahipliğimizi üstleniyor ya da biz mi ona sahiplik ediyoruz cümlelerini taşıyor gibiyim...

Zaman büyütüyor ve büyüyen giden onca şey üstüne çabalarımızı koyduğumuzda bizi neler karşılayacak bilmiyorum, zaman öğretmen ve biz öğrencileriz. Bir varmışız, bir yokmuşuz, hayatla büyüyoruz.

Erol SÖĞÜT

Twitter: https://twitter.com/erolsogut
İnstagram: https://www.instagram.com/erolsogutofficial/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

100. Yılımız Gururla, Sevgiyle ve İlelebet

Aşk Bir Ömrün Hikayesidir XXVII / 2 - İyi ki Doğdun

3 Aralık Dünya Engelliler Günü