Yaşadıklarımız mı yoksa zaman mı bizleri tanımlar, bizler için hangisi daha olgunlaştırıcıdır? İnsanoğlu tarih boyunca olaylar yaşamış ve bunların etkisiyle yanlış şeyleri hep düzeltmeye ve aynı yanlışları bir kez daha yapmamaya çalışmıştır. Bunları insanın yapması zamanın mı yoksa kişisel düşünceleriyle yaşamın mı bir ayrıntısı bugün onu inceleyeceğiz.
Zaman kuşkusuz insanı olgunlaştıran en önemli etkenlerden biri ancak yaşadıkları ile olgunlaşan insanlarında varlığı yok sayılabilir miktarda değildir. Yaşadıklarımız ile hep bir şeyler öğreniriz ve yaşadıklarımız ile aynı yollardan geçerken arkamızda bıraktığımız onca şeyin bileşkesini yaşarız. Yeni bir yola adım atacaksak eğer arkamızda bıraktığımız serüvenlerin önemi büyüktür, insanı olgunlaştıran biraz olsun da hata yapma şıklarıdır. Bir olgunluğa erişmek en azından bir birikimin sonucu olsa bile yaşadıklarımızla zamanın bağlantılı yolundan geçmektedir. Bizler küçük hatalar arkada bırakırız ve biz insanız, hata yapmak hepimizin yaşamında olabilir. Bizler insanlar olarak son derece zor bir yolu yaşayan ve gören bir yapıya sahibiz.
Hiç kuşkusuz bir yaşantının içinde büyürken insan geride hep mutlu anılar ve mutlu günler bırakmıyor, hiç birimiz yaşadıklarımızın zamanla bizleri olgunluk seviyesine erdirdiğini inkar edemez. Biz birer hikayeyiz ve her insan birer hikayenin baş rol oyuncusu. Hayat bir tiyatro ve hepimiz oyunumuzu oynuyoruz, rollerimiz üzerinde duruyor ve rollerimizi belirlemeye çalışıyoruz. Bu tutum insanın her rolde daha da büyük adımlarla yürümesini sağlıyor. Hayat ve yaşadıklarımızı bir yana koyacak olursak zamanın üzerimizde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Olaylara bakış açımız ve olayları görüş açılarımız günden güne daha detaylı ve sorumlu bir hal alıyor. Yaşadıklarımızın etkileri olduğu kadar zamanında etki faktörlerini yaşamaktayız insanlar olarak.
Geçmişimizden ders alarak bir yol yürüyoruz ve bu yol bizim yolumuz. Kuşku yoktur ki hepimizin yolları ve birbirleri ile olan iletişimleri farklı noktalarda, bizler geleceğimizi belli bir alana adıyoruz ya da geleceğin neler getireceğini bekliyoruz. İnsan olarak güçsüzüz, kabul etmeliyiz ve otorite duygumuz sadece yaşamımız kadar, gelecekte adımızdan söz edilirken arkamızda bıraktığımız duvarları iyi çizmeliyiz. Bir enkaz bırakmaktansa güçlü bir halde güçlü bir karar kimyası insanlara son derece olumlu yansıyacaktır.
Erol SÖĞÜT
Geçmiş dönemde toplum ve insan hakkında yazdıklarım:
Varoluşumuz ve İnsanlar Arasındaki İletişim
Hayat ve Tiyatro Sahnesi
Sonsuzluk Nedir? Sonsuzluğun Sırları
Sokrates 'Bildiğim Tek Şey Hiçbir Şey Bilmediğimdir.'
Zaman ve İnsanlık Masalı
Yazmak Nasıl Bir Duygu?
Sonsuzluk İçinde Biz
Hayatımızın Denklemlerini Çözmeye Hazır mıyız?
Eski Zamanlar
Farklılıklarımız
Önceleri Sessizlik
Yaşamak Denilen Şey
Gülümse ve Öğren
Hayat & Eskiz Defteri
İnsan Denklemi
İnsan ve Yaşayış Düzeni
Hikayelerimiz ve Biz
İnsan ve Yaşamak Meseleleri
Biraz Sohbet Edelim
İnandıklarımız
Gelişim Olgularımız
Süreç ve Enerji
Süreç ve Etkisellik
Benim Yolum
Adım Adım İnsan
Tiyatro Zamanı & Dünya ve Bakış Açıları
Dünyaya Bakış Hikayesi
Bilim ve Bilime İnanmak
ETKİ
Kişisel Kimlik ve Yaratılış Hikayemiz
Hayatla Dans Etmek
Hayat Döngüsü İçerisinde İnsanlar
Felsefe ve Yaşam
Bilgi Işığı
Antropoloji - Yaşayış ve Düşünüşler
Otokonrol & Tüketim Alışkanlıklarımız
Bir Yaşamak Meselesi Bu
Gelişim
Bizi Biz Yapan Noktalar
Bir İnsan Hikayesi
İnsan ve Toplum
Felsefe & Hayata Bakış
Kültürel Zaman
Seçimlerimiz
Güncelleme
Yapmak İstediklerimiz
Dünya ve Evren
Yaşlılar / Gençler
Hayat
Dahi Hayatlar
Sosyal Doku
Üretim ve Ekonomi
Eski ve Yeni
Roller ve Hikayeler
İnsan ve Hayat
Yenilik ve Çağ
Herakleitos "Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir."
Twitter: https://twitter.com/erolsogut
İnstagram: https://www.instagram.com/erolsogutofficial
Yorumlar
Yorum Gönder
Sadece yazılarla ilgili mesajlar yayınlanabilir.